26 Şubat 2009 Perşembe

Bu sabah cama vuran yağmur damlalarının sesine uyandım. Önce pencere önüne bıraktığım ekmek parçalarına gelen kuşlar sandım. Sonra perdeyi usulca araladım ve cama vuranın yağmur damlaları olduğunu farkettim. Camı araladım bir süre yağmurun sesini dinledim. Arka bahçedeki ağaçlara bakarken Allaha şükrettim. Toprağın yağmura çok ihtiyacı var tıpkı çocuklarımızın bize ihtiyacı olduğu gibi... Fidanlar filizlenip birer ağaç olduğunda ve zamanı gelip meyva vermeye başladığında ne kadar mutlu eder bizi... Çocuklarımızda öyle önce her ihtiyaçlarını biz karşılıycaz, besliycez onları tıpkı yağmurun toprağı beslediği gibi, bilgiyle donatıcaz sonra hayattaki başarıları bizim için dünyanın en tatlı meyvası olacak...

Dostçakalın


25 Şubat 2009 Çarşamba

Şiirlerim ve Hikayelerim

Şiir, yazı, hikaye yazmayı hep sevdim...
Bakalım sizler beğenecekmisiniz yazdıkları mı ?










GÖKYÜZÜNDE BULUŞALIM
Benim için çarptığını hissediyorum kalbinin
Kimbilir bu koskoca şehirde şimdi nerdesin
Yine takıldı gözlerim gökyüzündeki en parlak yıldıza
Ve nedense seninde ona bakarak beni düşündüğünü düşündüm
Bir an yanımda olduğunu sandım
Seni kollarımda sımsıkı sardım
Belki çocukça ama ben buna inandım
Sanki o an yanımdaydın
Sonra yine sensizliğin acısı düştü yüreğime
Oysa yanımdayken bile sen bana uzaktın
Şimdi ben yine yalnız kaldım
Hiç olmazsa arada bir gökyüzünde buluşalım


GÜZEL HEPSİ
Bir bulut bile üşütüyor insanı bazen
Bazende ısıtıyor bir güneş ışığı
Yalnız yürürken yakalayan yağmur
Bambaşka düşlere daldırıyor bilmeden
Telefonu kapatırken söylenen öptüm canım
Ayrılırken denen ara beni
Sihirli sözler bunlar mı sanki
Bazen düşündürüyor günün her saati
Ummadığın anda alınan bir çiçek
Hiç beklemediğin zaman gelen birisi
Şaşırtıyor ama güzel bunların hepsi


KAYIP
Bazen duygular gelmez dile
Oysa kayıptır geçen süre
Her an yanında olmasını istesende
O bilmez ki
Yüreğinin sesini dinle
Gözler anlatamaz bazen herşeyi
Bilemez onu nasıl sevdiğini
Sen avare avare dolaşırken
Geçen günler gelmez ki geri



SENİ BEKLERİM
Nerede olursan ol
Ne zaman gelirsen gel
Seni beklerim
Beni sevdiğini bilirsem
Eğer bir gün geleceksen
Beni düşündüğünden eminsem
Seni beklerim
Beni sevdiğini bilirsem
Kimseye inanmam
Sana inandım
Başkasına kanmam
Seni beklerim
Beni sevdiğini bilirsem


AŞK
Aşk kimi zaman bir dağ
Doruğunda mutluluk bulunan
Aşk kimi zaman bir nehir
Saf ve tertemiz akan
Aşk kimi zaman bir orman
İçine girildikçe kaybolunan
Aşk kimi zaman bir deniz
Başı sonu belli olmayan
Aşk kimi zaman bir gökyüzü
Sonsuzluğa uzanan
Aşk kimi zaman bir rüzgar
Sevgiyi yüreklere taşıyan
Aşk kimi zaman bir yağmur
Mutluluktan gözyaşı akıtan

24 Şubat 2009 Salı

Takılarım-1






İncik boncukla uğraşmayı oldum olası çok sevdim. . .
veeee işte bunlar çıktı ortaya . . .




Cam boncuk ve renkli sedef parçalarıyla yaptığım kolyem








Kum boncuk ve cam boncuklarla yaptığım kolyem








Ebruli taş ve baklava sedef uçlu kolyem








Zincir ve çeşitli boncuklarla yaptığım kolyem








Kum boncuk ve metal aparatlarla yaptığım kolyem

Takılarım-2









Takılarım-3




















Takılarım-4














Takılarım-5











Takılarım-6
















Peynirli poğaça-Tiramisu

Tiramisu

Malzemeler:
- 1 adet ortadan ikiye kesilmiş hazır pastaban
- 3 kahve fincanı un
- 3 kahve fincanı şeker
- 1 lt süt
- 1 paket vanilya
- 1 paket labne peyniri
- 1 bardak içime hazır nescafe
- Üzerine serpmek için kakao
Yapılışı:
- Un, şeker ve süt tencereye eklenir, muhallebi kıvamına gelene kadar karıştırılır.
- Kaynamaya başlayınca vanilya ve labne peynir eklenir, ocakdan alınır. Mikserle çırpılır.
- Pastabanın her iki tarafıda 1 bardak nescafe ile ıslatılır.
- Alttaki pastabanın üzerine kremanın yarısı dökülür
- Üzerine ikinci pastaban kapatılır ve kalan krema üzerine sürülür.
- Buzdolabında soğutulur, servis yapmadan önce üzerine kakao serpilir.
Afiyet olsun...











Bursa'da Zaman

Bursa'da eski bir cami avlusu,
Kucuk sadirvanda sakirdayan su.
Orhan zamanindan kalma bir duvar...
Onunla bir yasta ihtiyar cinar
Eliyor dort yana sakin bir gunu.
Bir ruyadan arta kalmanin huznu
Icinde guluyor bana derinden.
Yuzlerce cesmenin serinliginden
Ovanin yesili gogun mavisi
Ve mimarilerin en ilahisi.
Bir zafer mujdesi burda her isim:
Sanki tek bir anda gun, saat, mevsim
Yasiyor sihrini gecmis zamanin
Hala bu taslarda gulen ruyanin
Guvercin bakisli sesszilik bile
Cinliyor bir sonsuz devam vehmiyle.
Gumuslu bir fecrin zafer aynasi,
Muradiye, sabrin aci meyvasi,
Omrunun timsali beyaz Nilufer,
Turbeler, camileri eski bahceler,
Sanli hikayesi binlerce erin
Sesi nabzim olmus hengamelerin
Nakleder yadini gelen gecene.
Bu hayalde uyur Bursa her gece,
Her safak onunla uyanir, guler
Gumus aydinlikta serviler, guller
Serin hulyasiyla cesmelerinin.
Basindayim sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat sakirtisindan
Billur bir avize Bursa'da zaman,
Yesil Turbesi'ni gezdik dun aksam,
Duyduk Bir musiki gibi zamandan
Cinilere sinmis Kur'an sesini.
Fetih gunlerinin saf nesesini
Aydinlanmis buldum tebessumunle.
Isterdim bu eski yerde seninle
Basbasa uyumak son uykumuzu,
Bu hayal icinde... ve ufkumuzu
Cepcevre kaplasin bu ziya, bu renk,
Havayi dolduran uhrevi ahenk.
Bir ilah uykusu olur elbette
Olum bu tilsimli ebediyette
Belki de ruyasi buyuk cetlerin,
Beyaz bahcesinde su seslerinin

Ahmet Hamdi Tanpinar