30 Aralık 2011 Cuma

YENİ YIL MESAJI


Başta Bursa'daki bloger arkadaşlarım olmak üzere

tüm blog yazarı ve blog dostlarının

yeni yılını kutluyor




2012 yılının şans ve para açısından bereketli

bir yıl olmasını, beraberinde mutluluk

ve sağlık getirmesini istiyorum




Tüm felaketlerden uzak barış yılı olması dileğiyle

MUTLU SENELER


29 Aralık 2011 Perşembe

Geçmişe Özlem




Ben çocukken deli gibi kar yağsın isterdim.

Günde kaç kere kızak kaycaz diye sırılsıklam olur, ellerimiz, ayaklarımız morarana kadar kartopu oynardık.

Kaç posta soba üstüne asılır kurutulurdu kıyafetlerimiz.

Misss gibi ıhlamur kokusu yayılırdı etrafa sobanın üzerinde kaynayan çaydanlıktan,

Ne güzeldi kış gecelerinde soba üzerinde pişirilen kestanenin tadı, kahvaltıdaki kızarmış ekmek, Rahmetli babannemin kuzine sobada maşa üzerinde pişirirdiği sucuk çok daha lezzetliydi sanki o zamanlar...

Şimdi ne karın tadı var, nede yediklerimizin :( yoksa bana mı öyle geliyor bilemiyorum ki,

Bilgisayar ekranlarında oyun oynar oldu çocuklarımız,

Masalcı nineler yok artık evlerde,

Kuş sesleri ile uyanamıyoruz, çalar saatleri de unuttuk başucumuda telefonlarımız var artık... Komşularımıza bile randevu ile gider olduk yalan mı?

Arkadaşım dedin mi en yakının akla gelirdi eskiden, şimdiki gibi mecburi arkadaşlar değil :( Değerlerimizi mi yitiriyoruz, yoksa sevdiklerimizi mi?

Çok üzüyor bunlar beni geçmişi özlüyorum, babamı, babannemi, dedemi, ninemi özlüyorum. Yinede o kadar çok şükrediyorum ki iyiki çocukluğumda onlar yanımdaydı, iyki benimleydi.

Düdüklüde Ayva Marmelatı



2 adet ayva rendelenir bir kaba konulur (bu kabı ölçü kabı olarak kullanıcaz), ne kadar ayva kullanacaksak 2 katı kadarda şeker ilave edicez. Yani 1 ölçü ayva rendesi, 2 ölçü şeker, 1 su bardağı su, yarım limon suyu, renk vermesi için üç dört adet ayva çekirdeği... Hepsini karıştırıp düdüklüde 15 dakika kaynatıcaz. Marmelatımız oldu bile :))))) Afiyet olsunnn.

26 Aralık 2011 Pazartesi

Terbiyeli Sulu Köfte



250 gr kıyma, rendelenmiş soğan, karabiber, tuz ve 1 yemek kaşığı köftelik bulgur ve 1 yumutanın akı yoğurulur. Küçük top köfteler yapılır. Birbirine yapışmaması için unlanır. Tencerede sıvıyağ ile salça kavrulur. Havuç ve patates eklenerek biraz sotelenir. Yeteri miktarda sıcak su eklenir. Su kaynamaya başlayınca köfteler ilave edilir. Patates ve havuç pişince, 1 yumurta sarısı ve yarım limon suyu çırpılarak terbiye yapılır ve yemeğimizin üzerine dökülür. AFİYET OLSUN

25 Aralık 2011 Pazar

Damla Çikolatalı Kalp Kek

Oğluşum bu aralar çok iştahsız

çorba istiyor yapıyorum ben bunu sevmem diyor

geri itliyor tabağı, pilav diyor yapıyorum

yemicem diyor geri çeviriyor

ne yapacağımı şaşırdım

Melis'de, Melih'de hamur işlerini severler

bende bu dönemi kekler, poğaçalar

ve böreklerle geçirmeyi düşünüyorum

umarım bu dönem bize kilo olarak dönmez

Gelelim kekimizin tarifine

1 yumurta

1 su bardağı yoğurt

1 su bardağı toz şeker

1 su bardağı sıvı yağ

2,5 su bardağı un

1 paket kabartma tozu

1 paket vanilya

2-3 yemek kaşığı damla çikolata
Önce yumurta ve şeker olmak üzere tüm malzemeleri çırpıp kalp şeklindeki kelepçeli kalıba döküyoruz. Kızarana kadar pişiriyoruz. AFİYET OLSUN

24 Aralık 2011 Cumartesi

Balık Yemek gerek

Ailecek balık severiz

haftada birde olsana yemeğe çalışırız

Ama hergün Omega 3 kapsülümüzü de

almayı ihmal etmeyiz.

Küçük balıkları daha çok severim oldum olası

ama arada fırında cupra ve levrek olursada

hayır demem :))))



Akşam eşim levrekleri almış geldi

güzelce yıkayıp tuzladım ve

soğanların üzerine levrekleri yatırdım

üzerine patates, domates, havuç

ve limon dilimlerini dizdim

maydanozla süsledim

sonra doğru fırına



AFİYET OLSUNNNN


21 Aralık 2011 Çarşamba

Renkli Çam Kozalakları

Melis çam kozalaklarını toplamayı pek sever

hatta kozalak koleksiyonu yapıyorum ben der :)

dün akşam eve gittiğimde bir baktım

kozalaklarını rengarenk boyamış


Benim çok hoşuma gitti kozalakların renkli halleri

hatta uç kısımları beyazla boyanarak

kar yağmış havası katılabilir diye düşünüyorum

Yılbaşı öncesi fikir verir diye paylaşmak istedim

Sevgiler dostçakalın

20 Aralık 2011 Salı

Peynirli Poğaça



1 yumurta (akı içine sarısı üzerine)

1 paket maya (toz maya)

2 su bardağı ılık süt

1 su bardağı sıvı yağ

Yarım kahve fincanı toz şeker

1 tatlı kaşığı tuz

Aldığı kadar un

Beyaz peynir ve lor karışımı


Tüm malzemeler karıştırılıp yoğurulur 15 dak mayalanması için hamur dinlendirilir. Sonra iç malzemesi konularak şekil verilir. Yarım saatte tepside bekletilir. Yumurta sarısı sürülerek kızarana kadar pişirilir. Fotoğrafta ağızları açık gözüküyor poğaçalar pişerken o hali aldılar yoksa ben kapatmıştım :)))))))))

18 Aralık 2011 Pazar

Misi'de sabah kahvaltısı ve Misi'den kareler

Pazar sabahı, Cumartesi gecesi esen şiddetli lodosun

ardından gelen yağmurla uyandık. Karanlık

kasvetli bir sabah, hiç durmadan yağan yağmur

evden çıkmamıza engel olamadı ve soluğu

Misi'de bir kahvaltı mekanında aldık




Yağmur öyle şiddetliydi ki gezinip fotoğraf
çekmeme izin vermedi diye üzülürken

mekanın duvarlarında asılı olan fotoğraflar

sizlere az çok burasını tanıtmama yetecek gibi geldi






Misi köyünde, nilüfer deresinin sesini dinleyerek,

Uludağın kokusunu içinize çekerek,

köyün yeşil manzarasını izleyip

çayınızı ve kahvenizi içebilirsiniz.




Trakyadan Anadoluya geçen altı kavimden biri olan Mysiler burada "Misyalılar" olarak bilinen bir birlik kurmuşlardır. Bu kavim dünya tarihinde ilk kez batıdan doğuya geçen kavim olarak bilinir. İon ırkları buraya yerleşene kadar Misyalılar "Misipolis" (Grekçe adı Mitravit Vitavan yani şimdiki Misi Köyü), "Misapoli" ve "Eşkel" isimli üç yerleşim kurmuşlardır. Bu üç yerleşim birleşik şehir Phitinia (şimdiki Çekirge) ile birlikte Romalılarla karışarak Bizans Devrine kadar (M.S. 450) bir birlik altında yaşamıştır. Sonra Doğu Bizans İmparatorluğuna geçmiştir. M.S. 183 yılında putperest Batı Romalıların baskısıyla Batı Romadan İstanbula, oradan da Bursaya (Prusias) gelen dini kavimlerin içerisinde olan adı Alex olarak tarihe geçen bir keşiş, seksen beş kişilik maiyetiyle birlikte Hıristiyanlığın öncüleri olarak İnkaya Köyü ve Misi Köyüne yerleşmişlertir. İki dini kuruluşa ayrılan keşişler Keşiş Dağı olarak adlandırılan Uludağın (Olympos) eteklerine yayılmışlardır. "Misi" kelimesinin kökeni de Misyalıların yurt olarak buraya yerleşmeleri ve misyonerlik merkezi olarak Misinin seçilmesinden geliyor. Yörenin gözlenmeye elverişli bir boğaz niteliğinde olması keşişlerin burada yüzyıllarca güçlü bir misyonerlik örgütü kurmalarına yol açmıştır. Dünya dillerine geçen "misyoner" kelimesi de Misiden gelmektedir. Bu dönemde Miside bir konsül toplanarak üç kez yazılmış olan İncilin ruhu araştırılmış ve halen kalıntılarına rastlanılan Misipoli Manastırında İncil tartışmaları yapılmıştır. Bu bilgiye dayanılarak Miside anılan manastırda İncilin bir nüshasının gömülü olduğuna inanılmaktadır.



Osmanlı döneminde oba yaşantısından evleşmeye geçen ilk köy olduğu biliniyor. Tarih boyunca hiç saldırıya uğramamış, savaşmamış bir köy olduğu için eski köy evleri hala ayakta ve köyün tamamı koruma alanı içinde. Bursa’nın gözde piknik yerlerinden.Gümüştepe eskiden 285 haneli bir orman köyü statüsündeyken 1984 yılında Nilüfer ilçesine bağlanmıştır.Köy meydanına iki katlı bir kafe, yanına da amfi tiyatro var, köy içi yollar asfalt.Köyde 150 yıllık evler bulunuyor. Misis eski ahşap evleriyle, resmi yapılacak, fotoğrafı çekilecek güzellikte bir köy. Bu nedenler ressamlar ve fotoğrafçılar sık sık geliyor, köyde tuvalini kurup yağlıboya yapan ziyaretçilere sıklıkla rastlanıyor.Osmanlı mimarisinin tipik örneği sayılan ve iki katlı olan evlerin alt katları hayvan barınağı ve kiler olarak kullanılırken, üst kat ailelerin oturma ve yatak odalarına ayrılmış. Akrabalık ilişkilerinin yaygın olması nedeniyle evden eve geçitlere rastlanıyor.



1953 yılında manastırda kazı çalışmasına başlanmış ancak aynı yıllarda köye akın eden define avcıları ve tarihi eser yağmacıları tarafından manastır talan edilmiştir. 1316da Orhan Gazi, Hıristiyanlık merkezi olan Misiyi alıp Bursayı kuşatma altına almak amacıyla burada ve Kestelde birer kale yaptırmıştır. Bu dönemde Misi 10 yıl süreyle geçici başkent olmuştur.(bu tarihi gerçek pek bilinmemektedir)" Tarihinin dışında jeolojik özellikleri de çok güzel. Nilüfer Hatun Köprüsünün üzerine kurulmuş köyün etrafı üzüm bağları ile meyveliklerle çevrili.



Kentsel sit alanı içerisinde yer alan yerleşimde Belediyenin yoğun koruma yenileme çalışmaları sürüyor. Hıristiyanlığı yayma görevinde olan Keşişler zamanla yok olsa da becerileri miras kalmış. Köyün en ünlü değeri İpekçilik ve Bağcılık dolayısıyla da Şarap. Rivayete göre Bursalı bir keşişin bastonunda kaçırılarak getirilen ipek böceği kentin geçimini sağlamış. (Çin İmparatoru o vakitler böceğin ve ipek yapımının ülke sınırından çıkışını yasaklamış, bu suçun cezası da direk idammış) Bu keşiş, köyün keşişlerinden miydi bilmiyoruz ama çok değil 10 yıl öncesine kadar köyde ipek böceği üretimi yapılıyormuş. Haftasonu hem tarihi hem de doğal çevreyi gezmek için Misi Köyüne gelebilirsiniz.

Bursalı blog yazarları buluştu, çok anlamlı ve de çok güzel bir gündü.(Bu gün hakkında arkadaşlarımın bloglarına da göz atın lütfen)





17 Aralık 2011 Cumartesi

Bursalı blog yazarları buluştu, çok anlamlı ve de çok güzel bir gündü.

Bu sabah Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar

Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezinde

kahvaltı ve örgü etkinliğinde bir araya geldik


Bu etkinliğe katılan tüm arkadaşlarıma

bize ev sahipliği yapan başta Çiğdem olmak üzere

hastanede görevli personele, tedavi gören hasta

ve hasta yakınlarına sonsuz teşekkürler

Kahvaltı masamız harikaydı

blog yazarı arkadaşlarım hepinizin ellerine

yüreğine sağlık, sizleri tanıdığım için çok şanslıyım

Çocuklar çok mutlu oldu, parti yapıcaz diye

çok sevinmişler herşey çok güzeldi

Sohbetler edildi, çaylar içildi


Yılbaşı aksesuarları ile heryer süslendi


Tahminimden daha kalabalıktık


Büyük küçük yününü, şişini alan herkes oradaydı


Birlikte olmaktan çok keyif aldık


Sevgili Dilek'in çocuklar için hazırladığı

muhteşem yılbaşı kurabiyeleri


O bir engelli ama yaptıklarını

görünce duygulanmamak elde değil


Haksızmıyım, isteyince herşey yapılabiliyor



Ellerine sağlık canım benim




Arkadaşlar bendeki fotoğraflar bu kadar

arkadaşlar ekledikçe bende sizlerle paylaşıcam


16 Aralık 2011 Cuma

Mor ve Tonları

Baktım bu hafta mor, lila, hep bu tonlarda

giyinmişim. Bu haftayı da böyle bir postla

bitireyim dedim. Hayırlı Cumalar efendim

Sevgiler, dostçakalınnn
























15 Aralık 2011 Perşembe

Geri Sayım Başladı "Malzemeler ve Öğretmek Bizden, Örmek Annelerimizden" etkinliğimiz 17 Aralık Cumartesi günü başlıyor.

Arkadaşlar 29 Ekimde yayınladığım postumda paylaşmıştım. Bursalı bloger arkadaşlarımla kahvaltıda buluştuğumuzu ve bu buluşmada sevgili Çiğdemin önerisi ile bir sosyal sorumluluk projesi için bir araya geleceğimizi. İşte o güne çok az kaldı ve heyecan dorukta...

Ne mi yapıcaz, Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezinde tedavi gören arkadaşlarımızın, çocuklarımızın yakınları ve kendileriyle kahvaltıda bir araya gelecek, dünyada bir çeşit terapi yöntemi olarak kabul edilen örgü üzerine çalışmalar yapacağız. Ayrıca o gün erken bir yılbaşı kutlaması yapacak ve fotoğrafları da burada sizlerle paylaşacağız.

Cumartesiyi iple çekiyor büyük bir katılım olacağını düşünüyorum. Sevgiler dostçakalın.

Çiğdem hastaneye nasıl ulaşacağımızı detaylı olarak yazmış hemen ekliyorum.


13 Aralık 2011 Salı

Beşamel Soslu Tavuklu Ispanak




Önce ıspanaklarımızı ince ince kıyıyor, tuz ile birazcık ovuyor, braz karabiber ekleyip, sıvı yağ ile suyunu salıp çekene kadar kavuruyoruz. Daha sonra borcama alıp üzerine tavuk etlerimizi çiğ olarak yerleştiriyoruz. Ben tavuk incik kullandım ve derisini çıkardım. Etler pişip kızarmaya başlayınca beşamel sosumuzu hazırlıyoruz. Tavuklarımızın üzerine döküyoruz ve üzerine kaşar rendesi serpiyoruz. Kaşar eriyip kızarınca yemeğimiz hazır demektir. AFİYET OLSUNNN.

Tel Şehriye Çorbası



Çocukluğumdan beri çok severek içtiğim bir çorbadır

Önce domatesi tereyağ ile kavurur, tuzunu eklerim

Etsuyunu ilave eder, kaynayınca şehriyeleri eklerim

Çabucak pişiverir, bazen üzerine maydanoz kıyarım incecik

Bu defa çocuklar yemediği için ekleyemedim :(

yemeklerimiz onlara göre şekilleniyor artık

10 Aralık 2011 Cumartesi

Aşuremi Yaptım

Bu sabah aşuremi yaptım, komşularıma dağıttım

Nedense benim çocuklar aşureyi sevmiyor

ama eşim ve ben severek yiyoruz.





Yapılışı :

Yarım kg buğday

1 su bardağı kuru fasulye

1 su bardağı nohut

1 su bardağı pirinç

Arzuya göre toz şeker

Kuru kayısı, Kuru incir, Kuru üzüm, Kuş üzümü, Fındık, Badem, Ceviz içi, Portakal kabuğu

1 tatlı kaşığı Gül suyu

Akşamdan buğdayı bir taşım kaynatıp suyunu süzdüm. Tekrar su koyup kaynattım, üzerine 1 bardak pirinç ilave edip ocağı kapattım. Yine 1 bardak nohut ve 1 bardak fasulyeyi akşamdan ıslattım. Sabah buğday iyice kabarmıştı. Suyunu süzdüm, buğdayları geçecek kadar sıcak su koydum. Nohut ve fasulyeyi ayrı ayrı haşlayarak ilave ettim. Şekerini koydum. Sıcak su ile ıslattığım kayısı ve kuru üzümü ilave ettim. Kaynamaya başlayınca iyice yıkadığım kuş üzümünü ekledim. Son olarakta kapatacağıma yakın 1 tatlı kaşığı gül suyu ilave ettim. Afiyet Olsun...