Şu güzelliklere bakın
Ne becerikli arkadaşlar var
Hergün yeni bişeylerle karşılaşıyoruz
İnsanoğlunun yaratıcılığına hayranım
Hepsi birbirinden güzel
Yapanların ellerine sağlık




Hayattan keyif almak için beklemeye gerek yok. Sevdiklerine zaman ayır. Negatif insanları yavaş yavaş çıkar hayatından. Yapmaktan zevk aldığın şeyleri yap, ye iç, gez dolaş. Çünkü geçip giden bir saniyenin bile tekrarı yok.

Genç kadın kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını ve yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler. > > > > > Manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkânını terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek:> - 'Lütfen efendim' der. 'paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim.'> > > > > > Manav kendisine bir kredi açamayacağını çünkü onun eski müşterisi olmadığını, kendisinde bir hesabının bulunmadığını söyler.> > > > > > O sırada dükkânın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeriye girerek manava yaklaşır ve: 'ben o kadının almak istediklerine kefilim' der. 'ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.'> > > > > > Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve 'bir alışveriş listen var mıydı? Diye sorar. Kadın 'evet efendim' der. 'tamam' der manav. 'şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım'> > > > > > Kadın bir an duraklar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine bir şeyler karalanmış bir kâğıt parçasını çıkartır ve manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir.> > > > > > Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür. Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle 'inanamıyorum' der. İnanılacak gibi değildir.> > > > > > Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, diğer kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.> > > > > > Terazinin kefesini artık üzerindekileri alamayacak kadar doldurduğunda çaresiz hepsini bir torbaya doldurarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde bir şeyler çiziktirilmiş kâğıdı eline alır ve okur. Bir de bakar ki orda bir alışveriş listesi yoktur. Sadece bir DUA yazılıdır.> ALLAH'IM > > 'Neye ihtiyacım olduğunu ancak sen bilirsin> Kendimi senin ellerine teslim ediyorum.'> > > > > > Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Kadın kendisine teşekkür ederek dükkândan ayrılır. Müşteri manavın eline bir miktar para tutuştururken 'her kuruşuna değdi' der. Daha sonra manav terazisinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.> > > > > > Bizim için hiçbir bedeli, masrafı ve karşılığı olmayan, güzel bir hediyedir. > > DUA > > Dünyaca ünlü Türk cerrahı Dr. Mehmet Öz; 'Dua etmek insani iyileştirir. Ben inançlı biriyim. Her ameliyatımda mutlaka dua ederim. Bence duanın meditasyon, şifa gibi, iyileştirici özelliği var. Ameliyat sonrası hastalarıma da mutlaka dua ettiriyorum. Bunun sağlıklarına çabuk kavuşmalarında müthiş bir etkisi var' diyor. > > DUA > > Güne dua etmekle başlamak, tansiyonun düşmesine yardımcı oluyor. > > ALLAHIM BİZLERİ SENİN KULLUĞUNDAN ALIKOYACAK HERŞEYDEN UZAK TUT...> > > > > > DUA VE TESLİMİYETİ NASİP ET ...> > > ÂMİN
Birdenbire göğsünüzde, kolunuza ve çenenize doğru yayılmaya başlayan korkunç bir ağrı hissediyorsunuz. En yakın hastaneye sadece on dakikalık mesafedesiniz ama hastaneye ulaşmayı başarıp başaramayacağınızdan bile emin değilsiniz.
1. Fırsatları siz yaratmalı ve kovalamalısınız:
Ayak sağlığı için doğru ayakkabı seçimi çok önemli. Kadınlar için burnu yuvarlak ve topuk yüksekliği 5 santimi geçmeyen rahat modeller öneriliyor... Mutlaka topuk diyorsanız; dolgu topukları tercih edin, daha az zarar verir. Topuklu ya da topuksuz ayakkabılarda burun dar olmamalı, ayağa müthiş zarar verir. Ayakkabının önü ile topuğu arasında 2.5 santimlik yükseklik olmalı deniliyor.
Omega-3, derin deniz balıklarında bol miktarda bulunan bir yağ asididir. Yapılan ilk araştırmalar, Eskimo'ların kalp hastlalıklarına, insanı şaşırtacak kadar az düzeyde yakalanmasının, sürekli derin denizlerden gelen; yani Omega-3 bakımından zengin balıklarla beslenmelerinin neden olduğunu ortaya koymuştur.


Japonya'da bir çocuk 10 yaslarindayken bir trafik kazasi geçirmis ve sol kolunu kaybetmis. Oysa çocugun büyük bir ideali varmis . Büyüyünce iyi bir judo ustasi olmak istiyormus. Sol kolunu kaybetmekle birlikte, bu hayali de yikilan çocugunun büyük bir depresyona girdigini gören babasi, Japonya'nin ünlü bir Judo ustasina gidip yapilacak bir seyin olup olmadigini sormus..
Yunan mitolojisine göre; göz kamaştıran bir güzelkliğe sahip olan Aphrodite güzellik tanrıçasıdır. Efsaneye göre dalgaların köpüğünden doğmuştur. Bir ilk bahar sabahı, Kıbrıs adası kıyılarında kıpırtısız olan deniz birden bire köpüklü beyaz bir dalga ile hareketlendi. Bu dalga ile birlikte bir sedef kabuğu kıyıya vurdu. Sedefin kapağı açıldığında içinden güzeller güzeli Aphrodite çıkmıştı. Beraberinde aşk tanrısı olan oğlu Eros da vardı. Kumsalda yürüdükçe bastığı yerlerde renk renk güzel kokulu çiçekler açıyordu. Zaman tanrıçaları olan Horalar onları karşıladılar ve önce Aphrodite'i güzelce yıkayıp vücudundaki tuzlu deniz suyunu temizlediler. Uzun saçlarını örüp başını altın bir taçla süslediler, üzerine tülden süslü elbiseler giydirip, boynuna kıvılcımlar saçan kolyeler taktılar. Daha sonra onu ve oğlunu alıp Olympos'a çıkardılar. Olympostaki tanrılar bu güzeli görünce hayranlıklarını gizleyemediler. O günden sonra Aphrodite güzellik ve aşk tanrıçası olarak Olymposta diğer tanrı ve tanrıçalarla birlite yaşamaya başladı. Aprodite güzelliği ile sadece tanrıların değil insanlarında gönlünü fethetmişti. İnsanların kalplerine sevgi ve aşk tohumları serpiyor onlara neşe ve sevinç veriyordu. Diğer yandan kimi zaman bu neşe ve sevinç aşk acısına da dönüşebiliyordu. Güzel tanrıça gücünü sadece insanlar ve tanrılar üzerinde göstermezdi. O tüm tabiata söz geçirebilirdi. Tek bir tatlı bakışıyla kudurmuş dalgaları sakinleştirir, nefesi ile deli gibi esen rüzgarları dindirirdi. Yeryüzünde her şeyi o diriltir, o canlandırırdı. Kurumuş çiçekleri tekrar canlandırır, dünyayı süsler, güzelleştirirdi.