Sadece ben, ben, ben Sözlüklerde ‘gıcık’ın karşısında yazılanları biliyoruz ama ne demek istediğimizi çok iyi anladınız. İşte insanın sinirlerini tepesine çıkaran katlanılmaz insan tipleri.Laf sırası onlara geldiğinde sadece kendilerinden söz etmekle kalmayıp ‘O değil de…’ diyerek lafınızı kesen ve sonra şahsi dertlerini anlatmaya geçenler… Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zannedenler…
Yüksek sesle konuşanlar Hiç gerek yokken bağıra bağıra konuşan bir model vardır. Artık o ses düzeyi onlara normal gelmeye başlamıştır. Kafa şişirirler, hayattan bezdirirler. Bir de gülmeye başlarlarsa, yanarsınız.
Telefon bağımlıları Siz karşısına geçmiş hararetli bir şey anlatıyorsunuzdur, onun gözü eldeki telefondan başkasını görmüyordur. Belli ki Twitter mesajlarını kontrol ediyor, ama sırf bunu çaktırmamak için bir de sizi dinliyormuş gibi “hı hı” diyerek başını sallıyor.
.
Dürtme beni Bir şey anlatırken karşısındakine dokunma ihtiyacı hisseden model… Oturur durumdaysanız genelde hareket üst bacağa ya da diz bölgesine olur. Ayaktayken üst kol ve omuz… “Bir git ya” diyemezsiniz.
Emrivaki insanları Aranızda öyle bir yakınlık olduğuna ya da bunu yapmaya hakkı bulunduğuna inanır. Haber vermeden eve gelir, sormadan sizin adınıza karar alırlar. Boğulmak istenen insan tipidir
Hep aynı fıkra Daha çok eski arakadaşlar içinde çıkar. Bir fıkraya bir kez gülündü diye her buluşmada aynı fıkrayı anlatırlar. Sadece bu bile arkadaşlığı gözden geçirmek için yeterli bir sebeptir.
Yemeğinizden yiyenler Sizin tabağınızdaki her zaman gözlerine daha lezzetli görünür. “Al hepsini, senin olsun” dersin, istemezler. Başkasının yemeğinden bir çatal, bir ısırık almak onlara ayrı bir zevk verir.
Film gevezeleri Sinemada da olur, evde de… Film izlerken sürekli fikir beyan eden, eleştiren, doğuştan eleştirmen insan tipi seyrettiğinizi burnunuzdan getirir. Bir de bunların bazıları gülme konusunda da iddialıdır.
Meze ayarsızları Sonuçta hep beraber ortak yensin diye masaya gelmiş. Sen haydarinin yarısını nasıl boşaltırsın tabağa? Pilakiyi öyle kaşık kaşık götürmek ayıp değil mi? Sofra adabını bilmeyen çekilmez.
Anlıyor musun? Bir şey anlatırken, bir cümlede üç defa “Anlıyor musun?” diyenler vardır. Sen düzgün anlatırsan anlarım, zekâma niye laf ediyorsun? Biraz daha insaflısı da, “Anlatabiliyor muyum?”a girer. Suçu kendi üzerine alıyor gibidir, ama aslında aynı şeyi söylüyordur.
Arkadan gazeteye sarkanlar Normalde size bir zararı yoktur, incileriniz dökülmüyor. Awma siz okurken gazeteye musallat olanlar insanı gıcık eder. Gazeteyi kendisine hediye etseniz o kadar iştahla okumaz ama…İçince fazla açılanlar Bir kadeh içince normalde size asla anlatmayacağı şeyleri anlatanlar, husumeti ortaya dökenler… Normalde hiç cesaretinizi mi yok konuşmaya? İçmeden söylemeyeceğiniz şeyleri söyleyince gayet itici oluyorsunuz.
Cebinde akrep taşıyanlar Bir yere gidilir yemek yenir. Siz ne kadar “Mümkün değil, ben ödeyeceğim”ciyseniz, o “Eyvallah”cıdır. Bir, iki, üç tamam da, her buluşmada cebine akrep koyup gelen adamdan, kadından yavaştan uzaklaşmak gerek.
Kibarlık faşizmi Allahım ne kadar nazik, hep sizli bizli, her cümlede bir ‘özür dilerim’… Böyle ultra nazik insanların iç daraltıcı, hayattan bezdirici bir yanı vardır.
Her konuda fikri olanlar Onların uzmanlık alanları hayattır, ilimdir, bilimdir, sanattır, sepettir, her şeydir. Her konuda çok net fikirleri, sizinkine karşılık ileri sürecekleri bir tezleri vardır. Birçoğu saçmasapandır zaten…
Ezbere muhabbetçiler Bütün hakemler satılmıştır, sol bitmiştir, şeriat geliyordur. Farklı temalarda ezberledikleri birer ikişer cümle vardır, sıradan onları geçerler. Ezberledikleri sadece cümle de değil, o bakış açısıdır. Dümdüz, sığ insanlardır.
Şarkı hırsızları Kendi kendinize bir şarkı mırıldanırken aniden dibinizde bitip sizin şarkıyı mırıldanmaya başlarlar. Zaten sahnede falan değiliz, kim kimden niye rol çalıyor? Kendine başka bir şarkı bulup mırıldanamıyor musun?
Yatık koltuk insanları Şehirlerarası otobüslerde, uçaklarda da büyük beladır ama 15 dakikalık servis yolculuğunda bile oturur oturmaz koltuğu dibine kadar yatırırlar. Arkadakinin bacaklar ezilir, çanta mideyle bütünleşir.
Kuyruğa kaynayanlar Sanki bekleyenler insan değil, bir bahane bulup kuyruğun önüne kaynayanlar en gıcık insan tipi sıralamasında üst sıralara oynar. En fenası, laf ettiğinizde hem suçlu hem güçlü modeli size bağırması, haklıymış rolü yapmasıdır.
Hayatımın şeysi Her okuduğu kitap hayatının kitabıdır, her dinlediği grup hayatının müziğidir. Geçen hafta hayatında gördüğü en güzel kasabaya gitmiştir. Her şeyden çok kolay etkilenir, çok fazla büyülenirler. En sonunda karşısındakine fenalık getirirler.
Dedikoducular Keyifli muhabbet etmek imkânsızdır. Çünkü muhabbetten anladığı dedikodudur. Kim kimden ayrıldı, kim kimin arkasından konuştu, son dakika gelişmeleri hep bunda… İç şişirir.
Tek gün dostları Akşam evde parti var deyince damlayan, cenazem var deyince uzaklaşandan hayır gelmez. Garip ama bunun tersi de can sıkıcıdır. Hayatınızda bir kere birlikte bir şey yapmadığınız, muhabbet edip gülmediğiniz insan en kötü günde sağ kolunuz rolü yapar. İkisine de “Bir dakika…” demek gerekir.
Mahremeyet bilmeyenler Mesela aranızda öyle bir hukuk yokken birden yanınızda soyunurlar. Ya da hiç çekinmeden çantanızı karıştırırlar ya da birden cinsel hayatınıza dair soru sorarlar. Ne zaman bu kadar samimi olduk?
Sağlıktan öldürenler Sağlıklı beslenen, her tür bitkiden, vitaminden, egzersiz çeşidi ve diyetten haberdar olan insanlardır. Bunların hepsi tek tek normal ve tasvip edeceğiniz şeyler ama tek kişide toplandığında ve de hayatın anlamı haline getirildiğinde çok fena bir insan ortaya çıkıyor.
.
Çok güzel bir yazıydı canım güldürdün beni teşekkürler....
YanıtlaSilÇok keyifli,bir okadarda doğru tespitler:)Teşekkürler canım...
YanıtlaSilne kadar doğru, ne kadar net tespitler
YanıtlaSilher bir insan tipinde "evet evet şu kişi aynı böyle" dedim :)
bu yazını okuyan ve beni birebir tanıyan birileri de benim için bu tiplerden hangisini derdi acaba
evet evet Aynur işte şu sinir tip :))))
Can I clone your article to my blog? Thank you…
YanıtlaSilhepsi doğru tespit parmaklarına sağlık:))
YanıtlaSil