Çok güzel bir yazı paylaşmak istedim.
> Prof. Yıldız Batırbaygil
>
> Beyin öyle bir güçtür ki..
> Kafadan geçen her düşüncenin Allah katında bir talep olduğuna inanıyorum
> iyi şey ister güzel şeyler düşünürseniz cevabı aynen öyle gelir ,
> Ama hep korku ve kuşkuyla yaşarsanız aynen bunları da çağırırsınız.
> Trafik kazasından korkan insanlar hep kazaya uğrarlar. Eğer siz
> korkuyla yola çıkar ve
> hep bunu beyninizde kurgulayıp etrafa negatif enerji yayarsanız
> mutlaka şoföre kaza
> yaptırırsınız ama arabayı siz kullanıyorsanı z ve böyle korkularınız
> varsa eğer sakın
> araba kullanmayın.. .
>
> Çocuğuna aşırı korumalı ana ve babalarının çocuklarına hep bir
> şeyler olur yani biri bir taş atsa bile gelir sizin çocuğunuzun
> kafasını bulur o zaman siz
> şunu düşünürsünüz onu kollayıp korumasam hep başına olumsuz şeyler
> geliyor -
> Neden acaba ? Bu tıpkı (yumurtamı tavuktan çıkar, yoksa t! avuk mu)'yu
> andırmıyor mu?
>
> Öyle mutsuz bir toplum olduk ki birbirimize günaydın diyemiyoruz, bir
> araya geldiğimizde
> hep olumsuz olaylar konuşuyoruz, biri bize nasılsın dese iyiyim demeye
> korkar olduk,
> işler nasıl deseler, derhal şikayet etmeye ve her şeyin kötü ve daha
> da kötüye gittiğini
> söylüyoruz, hastalıklarımızdan ve ölümlerden bahsediyoruz yni
> dostlarla da sohbetin
> güzelliği , keyfi kalmadı.Hep para olmadığından yakınıyoruz sanki bunu
> soran bizden para
> isteyecekmiş gibi.Aynen devam edin, neyi YOK diyorsanız, onu YOK
> etmeye devam edin,
> sürekli şikayet edip etrafa olumsuz ve zavallı görünerek her şeyin
> bereketini kaçırın,
> ayrıcada bu kadar mızırdanma sonunda dostlarınızı da kaçırdığınızı
> fark edeceksiniz.
>
> Hep hastayım diyen ! insanlar mutlaka hasta olurlar beyin şartlanmaya
> görsün hangi
> hastalıktan korkup ,çağırıyorsanız size onu getirir.
>
> Sürekli param yok deyen insanlar paralarının bereketini öyle
> kaçırırlar ki bir gün gelir
> birde bakarlar gerçekten paraları bitmiş ama bu bitiş ani çıkan
> hesapta olmayan mecburi
> harcamalarda olabilir, sağlığa harcanması gereken miktarlar da olabilir.
>
> Allah zaten verilen nimetlere şükretmesini bilmeyen kullarından bu
> nimetleri bir müddet sonra almaya başlar.
>
> Çevrenize bakın örneklerni çok göreceksiniz.
>
> Gelin bundan sonra Nasılsın diyenlere
> ÇOK İYİYİM ÇOK ŞÜKÜR demekle işe başlayın...... .
> Öyle bir toplum olduk ki karşımızdakini yargılamaktan sevmeye zaman
> bulamıyoruz.
>
> Oysa her yaşta se! vgiye ihtiyacımız var. Sevgi sunulmazsa sevgi
> değildir. Neyi severseniz
> sevin ama içinizde yoğun sevgi duyguları olsun. Birisine sevginizi
> söylediğinizde hareketlerle bunu pekiştirdiğinizde ona öyle güzel bir
> enerji yollarsınız ki, onun mutluluğunun enerji şeklinde size geri
> dönüşünden aldığınız pozitifi başka hiçbir şeyde bulamazsınız.
>
> Yeni bebeği olmuş bir anne eğer sıkıntıları varsa veya olumsuz bir
> kişiliğe sahipse lütfen en olumlu olduğunda bebeğini kucağına alıp onu
> çıplak tenine deydirsin. Eğer bebeklerinizin huzurlu ve sağlıklı bir
> bebek olmasını istiyorsanız onu sakin kavgasız gürültüsüz ve pozitif
> birortamda büyütmeye çalışın,
>
> Kızgınken, sinirliyken kucağınıza almamaya çalışın ve ona sınırsız
> sevginizi gösterin. Öpün koklay! ın ve bilin ki bu günler çok çabuk
> geçecek ve bilin ki çok çabuk büyüyorlar. Bazı anne ve babalar
> çocuklarını çok sevdikleri halde bunu ifade edemez ve gösteremezler.
> Neden ? Ne zaman göstereceksiniz? Allah’ın verdiği bu armağana
> sevgiyi en güzel şekilde
> göstermemiz bir şükür ve teşekkür değil mi ?
>
> Beyin öyle bir güçtür ki , insan beyin gücünü kullanarak isterse
> kendini felç de edebilir, öldürebilir de, kanserini de yenebilir.
> Yeter ki beynini şartlandırabilsin. Beynimizde yaklaşık 13 milyar
> civarında sinir hücresi vardır. Her bir hücre yaklaşık 7.3 kilo
> voltluk enerji açığa çıkarır. Pratikte mümkün değil ama teorikte
> beyindeki tüm sinir hücrelerinin aynı anda enerjilerini saldığını
> varsayalım, yaklaşık 350 milyon kilo voltluk bir enerji açığa çıkar ki
> bu da büyük bir metropolün tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak güce
> sahiptir. Size tıp kitapları! na girmiş bir olayı anlatmak istiyorum,
>
> Et taşımaya yarayan soğutuculu bir tren, temizlenmek için bir
> istasyonda duruyor. İşçiler vagonları temizlemeye başlıyorlar, işçinin
> biri bir vagonu temizlerken diğer işçi o vagonu boş sanıp kapısını
> dışardan kilitliyor. Biraz sonra tren hareket ediyor, ve bir durak
> sonra et almak üzere bir istasyonda duruyor. Kapalı kalan işçinin
> vagon kapısı açıldığında işçinin donarak öldüğü görülüyor. Fakat bir
> bakıyorlar ki, vagonun ısısı normal ısıda yani dondurucuya
> geçirilmemiş. Ama kapalı kalan işçi bunu bilmediği, donarak öleceğini
> sandığı için beyin aynen donmanın şartlarını hazırlayarak, donmanın
> tüm belirtilerek göstererek vücudunu buna uyduruyor.
>
> Yani beyninizi olumlu şeyle! re kanalize edin .Bazı insanlar vardır,
> hep konuşurken daha yaşasam 1-2 sene daha yaşarım diye konuşup sık sık
> bunu tekrar ederler ve kendilerine adeta bir ölüm zamanı belirlerler.
> Ben bu laftan çok korkarım ,eğer bunu inanarak söylerlerse beyinlerini
> öyle bir şartlarlar ki , öyle bir kurgularlar ki gerçekten dedikleri
> zamanda ölürler. Bu yüzden kaç yaşında olursanız olun hep bir
> hedefiniz ve hayalleriniz olsun ki uzun yaşayabilesiniz. İnsan hayal
> ettiği müddetçe yaşarmış. Ne doğru bir laf değil mi?
>
> Dün bitti. Dünün tekrarı yok aynı rüyalar gibi.
>
> Yarın, hiç bilmiyoruz, iyi şeylerde olabilir kötü de .
>
> Ama şu anımı biliyorum, ayağım kırık bu yazıyı yazıyorum ama eşim
> yanımda çocuklarım sağ ve ben bu yüzden dünyanın en mutlu insanıyım ve
> yarınımı da bilmediğim için bu anımı en iyi, en keyifli ve en pozitif
> şekilde değerlendiririm.
>
> Bilmediğim bir geleceği düşünerek de bu anımı zehir edemem.
>
> Siz de böyle yapın ve hayatınızı birbirine karıştırmamak kaydıyla 3'e
> bölün.
>
> Dün, bugün,yarın diye...
> Biz ani stresleri çok severiz.
>
> Çünki ani streste vücutta Adrenokortikotrop hormon (ACTH) artar ve
> hafıza, algılama, enerji süper olur.
> Yani bu hormon strese karşı vücudun bir sigortasıdır.
> Ama siz bu stresi kısır döngüye çevirirseniz yani sürekli beyninizde
> kurarsanız,
> hep bunu düşünürseniz, gelen! olumlu şeylerin hepsi geri gider.
> Yani unutkanlıklar, enerji kayıpları, isteksizlikler, migren,
> mide-bağırsak şikayetleri, uykusuzluklar, beyin tümörler, tansiyon
> iniş-çıkışları, vücudun muhtelif yerlerinde uyuşmalar, mutsuzluk,
> hatta depresyon ,kalple ilgili şikayetler ve kansere zemin hazırlamış
> olursunuz.
> Bunları kendinize niye reva göreceksiniz ki ?
>
> Akıllı, kontrollü ve olumlu olmak yeterli.
>
> Eğer büyük bir strese girdiyseniz kendinize hobiler bulun, yani
> kafanızı dağıtın.
> Başka işlere kanalize olun ki stres yaratan faktörün etkisi azalsın
> veya sevdiğiniz, sizi mutlu eden şeylerle uğraşın.
> Bunları da yapamıyorsanız dua edin, duaların insanlarda yarattıkları
> mistik etki onların pozitiflenmesini sağlar.
> Ben evde sok! akta bile hep iyilik diler ve hayır için dua ederim.
>
> Beyin öyle bir güçtür ki..
> Kafadan geçen her düşüncenin Allah katında bir talep olduğuna inanıyorum
> iyi şey ister güzel şeyler düşünürseniz cevabı aynen öyle gelir ,
> Ama hep korku ve kuşkuyla yaşarsanız aynen bunları da çağırırsınız.
> Trafik kazasından korkan insanlar hep kazaya uğrarlar. Eğer siz
> korkuyla yola çıkar ve
> hep bunu beyninizde kurgulayıp etrafa negatif enerji yayarsanız
> mutlaka şoföre kaza
> yaptırırsınız ama arabayı siz kullanıyorsanı z ve böyle korkularınız
> varsa eğer sakın
> araba kullanmayın.. .
>
> Çocuğuna aşırı korumalı ana ve babalarının çocuklarına hep bir
> şeyler olur yani biri bir taş atsa bile gelir sizin çocuğunuzun
> kafasını bulur o zaman siz
> şunu düşünürsünüz onu kollayıp korumasam hep başına olumsuz şeyler
> geliyor -
> Neden acaba ? Bu tıpkı (yumurtamı tavuktan çıkar, yoksa t! avuk mu)'yu
> andırmıyor mu?
>
> Öyle mutsuz bir toplum olduk ki birbirimize günaydın diyemiyoruz, bir
> araya geldiğimizde
> hep olumsuz olaylar konuşuyoruz, biri bize nasılsın dese iyiyim demeye
> korkar olduk,
> işler nasıl deseler, derhal şikayet etmeye ve her şeyin kötü ve daha
> da kötüye gittiğini
> söylüyoruz, hastalıklarımızdan ve ölümlerden bahsediyoruz yni
> dostlarla da sohbetin
> güzelliği , keyfi kalmadı.Hep para olmadığından yakınıyoruz sanki bunu
> soran bizden para
> isteyecekmiş gibi.Aynen devam edin, neyi YOK diyorsanız, onu YOK
> etmeye devam edin,
> sürekli şikayet edip etrafa olumsuz ve zavallı görünerek her şeyin
> bereketini kaçırın,
> ayrıcada bu kadar mızırdanma sonunda dostlarınızı da kaçırdığınızı
> fark edeceksiniz.
>
> Hep hastayım diyen ! insanlar mutlaka hasta olurlar beyin şartlanmaya
> görsün hangi
> hastalıktan korkup ,çağırıyorsanız size onu getirir.
>
> Sürekli param yok deyen insanlar paralarının bereketini öyle
> kaçırırlar ki bir gün gelir
> birde bakarlar gerçekten paraları bitmiş ama bu bitiş ani çıkan
> hesapta olmayan mecburi
> harcamalarda olabilir, sağlığa harcanması gereken miktarlar da olabilir.
>
> Allah zaten verilen nimetlere şükretmesini bilmeyen kullarından bu
> nimetleri bir müddet sonra almaya başlar.
>
> Çevrenize bakın örneklerni çok göreceksiniz.
>
> Gelin bundan sonra Nasılsın diyenlere
> ÇOK İYİYİM ÇOK ŞÜKÜR demekle işe başlayın...... .
> Öyle bir toplum olduk ki karşımızdakini yargılamaktan sevmeye zaman
> bulamıyoruz.
>
> Oysa her yaşta se! vgiye ihtiyacımız var. Sevgi sunulmazsa sevgi
> değildir. Neyi severseniz
> sevin ama içinizde yoğun sevgi duyguları olsun. Birisine sevginizi
> söylediğinizde hareketlerle bunu pekiştirdiğinizde ona öyle güzel bir
> enerji yollarsınız ki, onun mutluluğunun enerji şeklinde size geri
> dönüşünden aldığınız pozitifi başka hiçbir şeyde bulamazsınız.
>
> Yeni bebeği olmuş bir anne eğer sıkıntıları varsa veya olumsuz bir
> kişiliğe sahipse lütfen en olumlu olduğunda bebeğini kucağına alıp onu
> çıplak tenine deydirsin. Eğer bebeklerinizin huzurlu ve sağlıklı bir
> bebek olmasını istiyorsanız onu sakin kavgasız gürültüsüz ve pozitif
> birortamda büyütmeye çalışın,
>
> Kızgınken, sinirliyken kucağınıza almamaya çalışın ve ona sınırsız
> sevginizi gösterin. Öpün koklay! ın ve bilin ki bu günler çok çabuk
> geçecek ve bilin ki çok çabuk büyüyorlar. Bazı anne ve babalar
> çocuklarını çok sevdikleri halde bunu ifade edemez ve gösteremezler.
> Neden ? Ne zaman göstereceksiniz? Allah’ın verdiği bu armağana
> sevgiyi en güzel şekilde
> göstermemiz bir şükür ve teşekkür değil mi ?
>
> Beyin öyle bir güçtür ki , insan beyin gücünü kullanarak isterse
> kendini felç de edebilir, öldürebilir de, kanserini de yenebilir.
> Yeter ki beynini şartlandırabilsin. Beynimizde yaklaşık 13 milyar
> civarında sinir hücresi vardır. Her bir hücre yaklaşık 7.3 kilo
> voltluk enerji açığa çıkarır. Pratikte mümkün değil ama teorikte
> beyindeki tüm sinir hücrelerinin aynı anda enerjilerini saldığını
> varsayalım, yaklaşık 350 milyon kilo voltluk bir enerji açığa çıkar ki
> bu da büyük bir metropolün tüm elektrik ihtiyacını karşılayacak güce
> sahiptir. Size tıp kitapları! na girmiş bir olayı anlatmak istiyorum,
>
> Et taşımaya yarayan soğutuculu bir tren, temizlenmek için bir
> istasyonda duruyor. İşçiler vagonları temizlemeye başlıyorlar, işçinin
> biri bir vagonu temizlerken diğer işçi o vagonu boş sanıp kapısını
> dışardan kilitliyor. Biraz sonra tren hareket ediyor, ve bir durak
> sonra et almak üzere bir istasyonda duruyor. Kapalı kalan işçinin
> vagon kapısı açıldığında işçinin donarak öldüğü görülüyor. Fakat bir
> bakıyorlar ki, vagonun ısısı normal ısıda yani dondurucuya
> geçirilmemiş. Ama kapalı kalan işçi bunu bilmediği, donarak öleceğini
> sandığı için beyin aynen donmanın şartlarını hazırlayarak, donmanın
> tüm belirtilerek göstererek vücudunu buna uyduruyor.
>
> Yani beyninizi olumlu şeyle! re kanalize edin .Bazı insanlar vardır,
> hep konuşurken daha yaşasam 1-2 sene daha yaşarım diye konuşup sık sık
> bunu tekrar ederler ve kendilerine adeta bir ölüm zamanı belirlerler.
> Ben bu laftan çok korkarım ,eğer bunu inanarak söylerlerse beyinlerini
> öyle bir şartlarlar ki , öyle bir kurgularlar ki gerçekten dedikleri
> zamanda ölürler. Bu yüzden kaç yaşında olursanız olun hep bir
> hedefiniz ve hayalleriniz olsun ki uzun yaşayabilesiniz. İnsan hayal
> ettiği müddetçe yaşarmış. Ne doğru bir laf değil mi?
>
> Dün bitti. Dünün tekrarı yok aynı rüyalar gibi.
>
> Yarın, hiç bilmiyoruz, iyi şeylerde olabilir kötü de .
>
> Ama şu anımı biliyorum, ayağım kırık bu yazıyı yazıyorum ama eşim
> yanımda çocuklarım sağ ve ben bu yüzden dünyanın en mutlu insanıyım ve
> yarınımı da bilmediğim için bu anımı en iyi, en keyifli ve en pozitif
> şekilde değerlendiririm.
>
> Bilmediğim bir geleceği düşünerek de bu anımı zehir edemem.
>
> Siz de böyle yapın ve hayatınızı birbirine karıştırmamak kaydıyla 3'e
> bölün.
>
> Dün, bugün,yarın diye...
> Biz ani stresleri çok severiz.
>
> Çünki ani streste vücutta Adrenokortikotrop hormon (ACTH) artar ve
> hafıza, algılama, enerji süper olur.
> Yani bu hormon strese karşı vücudun bir sigortasıdır.
> Ama siz bu stresi kısır döngüye çevirirseniz yani sürekli beyninizde
> kurarsanız,
> hep bunu düşünürseniz, gelen! olumlu şeylerin hepsi geri gider.
> Yani unutkanlıklar, enerji kayıpları, isteksizlikler, migren,
> mide-bağırsak şikayetleri, uykusuzluklar, beyin tümörler, tansiyon
> iniş-çıkışları, vücudun muhtelif yerlerinde uyuşmalar, mutsuzluk,
> hatta depresyon ,kalple ilgili şikayetler ve kansere zemin hazırlamış
> olursunuz.
> Bunları kendinize niye reva göreceksiniz ki ?
>
> Akıllı, kontrollü ve olumlu olmak yeterli.
>
> Eğer büyük bir strese girdiyseniz kendinize hobiler bulun, yani
> kafanızı dağıtın.
> Başka işlere kanalize olun ki stres yaratan faktörün etkisi azalsın
> veya sevdiğiniz, sizi mutlu eden şeylerle uğraşın.
> Bunları da yapamıyorsanız dua edin, duaların insanlarda yarattıkları
> mistik etki onların pozitiflenmesini sağlar.
> Ben evde sok! akta bile hep iyilik diler ve hayır için dua ederim.
Harika bir paylaşım...gerçekten sakındığımız şeyler hep gelir bizi bulur...bu yüzden hep güzel şeyler düşünelim ki...Rabbim dua niyetine kabul edip bizleri güzelliklerle karşılaştırsın...
YanıtlaSilevet değil mi gönderdiğimiz mesaj çok önemli doğru net ve daima pozitiffff
YanıtlaSilHepsine gönülden katılıyorum çok ama çok doğru
YanıtlaSilGerçekten öyle defalarca okunması gereken bir yazı değil mi?
YanıtlaSil