Ne tuhaf! Küçükken, hep büyümek isterdim...
Büyümek ve her istediğimi yapabilmek...
Şimdilerde ne çok gülüyorum, o zamanlar içten gelen isteğime...
Bir zamanlar 18 yaşında olmak, ne kadar büyük bir şeydi benim için!
Sanki hayat değişecekmiş gibi bekledim doğduğum günü...
Ve bir gün o gün geldi, artık 18 yaşındaydım...
Ne değişti?
Hiçbir şey... Koca bir hiçbir şey...
Hoş neyin değişmesini bekliyordum ki?
Cevap isteme, cevabım yok!
Masumdu tüm duygular o zaman...
Ne çok ağlardım...
Kimseler görmezdi gözyaşlarımı...
Daha çocukken, hayallerimi cebime koyup, unutmuştum rüyalarımı...
Olgun, sorumluluk sahibi, ne yapması gerektiğini bilmesi gereken küçük bir kız...
Her şeyi taa o zamanlarda bile içime atardım...
Her şeyi taa o zamanlarda bile içime atardım...
Kendi içimde çözmeye çalışmak, yapmaya çalıştığım en zor davranıştı belki de...
Sevgimi belli edemez, hep kaçardım sevgi gösterisinde bulunanlardan...
Bu özellik hala benimle !
"Kelebek" derlerdi bana arkadaşlarım...
"Kelebek" derlerdi bana arkadaşlarım...
O zaman sebebini anlayamazdım...
Şimdilerde anlıyorum...
Kelebekler çok narindir, en ufak bir şeyde kırılırlar ya işte sebep bu!
Hiç kırılamazdım ki oysa...
Ne o zaman ne de şimdi!
Hep anlayış ve sabırlı olmak bana yapışan hem en iyi hem en kötü özellik olsa gerek...
Şimdi 22 yaşındayım...
Ve yine ne tuhaftır ki, büyüme isteğim tersi bir hal aldı...
Şimdi 22 yaşındayım...
Ve yine ne tuhaftır ki, büyüme isteğim tersi bir hal aldı...
Artık küçülmek istiyorum...
Kapris yapmak, şımarmak istiyorum...!
Her şeye gülmek, durup dururken ağlamak...Sokaklarda koşuşturmak...
İçimde, kaygılara yer vermeden yaşamak...
O an ne düşünüyorsam yapmak istiyorum belki de...
O zamanlar ne yapsan çocuk olduğundan hoş görülür ya, işte ben o hoşgörüyü özlüyorum...
Bayramlarda sabahın erken saatlerinde herkesten önce kalkıp, bayramlıklarımı giymek, doyasıya şeker yemek istiyorum...
O zamanlar ne yapsan çocuk olduğundan hoş görülür ya, işte ben o hoşgörüyü özlüyorum...
Bayramlarda sabahın erken saatlerinde herkesten önce kalkıp, bayramlıklarımı giymek, doyasıya şeker yemek istiyorum...
Ta ki babam "dur kızım, dişlerin çürüyecek" diyene kadar...
Geceleri karanlıktan korkup, ışığı söndürmeden uyumak istiyorum...
Geceleri karanlıktan korkup, ışığı söndürmeden uyumak istiyorum...
Yaramazlık yapıp, kaçmak istiyorum annemden...
Bir de annemin yanında uyumak istiyorum, sıcacık...
Sözün özü; çocuk olmak istiyorum...
Büyümek; kötüleri tanımakmış...
Sözün özü; çocuk olmak istiyorum...
Büyümek; kötüleri tanımakmış...
Büyümek; susmakmış...
Büyümek; çaresizliğe boyun eğmekmiş...
Büyümek; acıyı en derinlerde yaşamak,
Sonra o acı ile gülebilmekmiş...
Her şeyi anlamakmış büyümek...
Her şeyi anlamakmış büyümek...
Evet anlıyorum artık her şeyi...
Ve anladığıma, ağlıyorum çaresizce...
Şimdilerde küçükken sebepsiz yere akıttığım gözyaşlarımı özlüyorum...
Şimdilerde küçükken sebepsiz yere akıttığım gözyaşlarımı özlüyorum...
Herkese küçük, bana büyük gelen mutluluklarımı istiyorum...
Ben dileğimi geri aldım!
Çocuk olmak istiyorum...
Doyasıya çocuk olmak...
Sevimli, mutlu, küçük bir çocuk…!
Bu mümkün mü?
Ben dileğimi geri aldım!
Çocuk olmak istiyorum...
Doyasıya çocuk olmak...
Sevimli, mutlu, küçük bir çocuk…!
Bu mümkün mü?
Alıntıdır...
çocuk olmak güzeldir..kocaman mutluluklar sigdirabiliyorsun o minnacik kalbe..ağla zırla kim sana birşey diyebilirki ağla bunu istiyorum de sana kıyamaz alırlar en güzeli herkez seni sevmek için başına toplanır.. hep çocuk kalmak isterdim..ahhh keşke çocukluğumuza biranda olsa geri dönebilsek...
YanıtlaSil